108 peyiv hat peydakirin
We sepana me ya fermî barkir?
Na, ka ez neha barbikim!
Kurdî - Tirkî
pes paye
alçak, kişiliksiz.
pesar
yamaç.
pesartin
dayamak.
pesibîn
yıkılmaya yüz tutmak.
pesn
övgü, kıvanç, iftihar, takdir.
pesn dan
övmek, takdir etmek.
pesnandin
övmek, takdir etmek.
pesnoyî
kendini öven, övgücü.
pesnîn
övünmek, iftihar etmek.
pest
basınç, baskı, alçak, aşağı.
pestandin
basınç yapmak.
pestek
gömlek, cepken.
peşar
siyaset, politika.
peşarvan
politikacı.
peşarî
politik.
peşk
damla.
peşkilîn
toplantı, düğün vs. nin dağılması.
peşm
yün, yapağı.
peşniyar
teklif, öneri, önerge.
peşniyariya zagonê
yasa önerisi.
peşniyazî
rica, istirham, temenni.
peşniyazî kirin
önermek.
peşniyazîname
önerge.
peştemal
önlük.
peşve birin
ilerletmek.
peşve çûn
ilerlemek.
peşve çûnî
ilerleyiş.
peşûş
kof.
pêsîr
göğüs.
pêsîrbend
sutyen.
pêş
ileri, ön, önce.
pêş merge
fedai.
pêş ve çûn
kalkınmak, ilerlemek.
pêşan
teşhir.
pêşandin
miting, sergilemek, teşhir etmek.
pêşane
öncelik.
pêşangeh
sergi.
pêşanî
öncelik.
pêşanî dan
miting, sergilemek, teşhir etmek.
pêşbaziya bedewiyê
güzellik yarışması.
pêşbazî
yarış, yarışma, rekabet, müsabaka.
pêşber
ön, huzur, karşı.
pêşber kirin
öne sürmek, huzura getirmek.
pêşberî
önünde, karşısına.
pêşbirk
maç, karşılaşma, müsabaka.
pêşbîn
öngörülü.
pêşcênîk
alın çıkıntısı.
pêşdank
önek.
pêşdanî
önek.
pêşdaraz
ön yargı.
pêşdarî
gösterme.
pêşdaw
entarinin ön kısmı.
pêşder
önder.
pêşdestî
inisiyatif.
pêşdîtin
öngörmek, öngörü.
pêşend
istikbal.
pêşeng
öncü, önder, lider.
pêşewar
selef.
pêşgeh
ön taraf.
pêşgir
engel, önlem.
pêşgotin
önsöz.
pêşgîr
peşkir, havlu.
pêşi
evvel.
pêşib
mecaz.
pêşibî
mecazî.
pêşkar
gösterici.
pêşker
gramerde işaret.
pêşkêş
sunma, peşkeş, arz.
pêşkêş kirin
sunmak, arz etmek.
pêşmal
sundurma.
pêşmalk
1.önlük. 2.peştemal.
pêşmalkve birin
kalkındırmak.
pêşnûma
proje, şema, tasarı.
pêşnûma kirin
tasarlamak.
pêşok
sabun, deterjan.
pêşokdank
sabunluk.
pêşovik
sabun artığı.
pêşrev
1.başlangıç, ilk. 2.lider öncü.
pêşrew
müzikte, oyunda giriş.
pêşverû
ilerici.
pêşverûtî
ilericilik.
pêşwazî
protokol.
pêşwazî kirin
karşılama.
pêşxistin
ileri götürmek.
pêşçav
göz önünde.
pêşçav kirin
göz önüne getirmek.
pêşêwir
danışman, müşavir.
pêşî
öncül, ata.
pêşî girtin
önüne geçmek, önünü almak.
pêşîne
peşin ödenen para, peşinat.
pêşînî
peşin ödenen para, peşinat.
pêşûle
tatarcık.
Tirkî - Kurdî
pes
bes.
pes etmek
bes gotin.
pesimist
bedbîn.
pespaye
pîspaye.
pestil
helîl.
peş
pas, pey.
peşin
pêşîn.
peşinat
pêşinê, pêşinî.
peşinde dolaşan
peyger.
peşinde dolaşmak (gezmek)
li pey gerîn.
peşinde giden
peyrev.
peşinden koşmak
li pey bezîn.
peşkeş
pêşkêş.
peşkir
pêşgir.
peşrev
pêşrev.
peştemal
pêşmal.