- tev
- hepsi, bütün.
|
- tev li hev bûn
- karışmak.
|
- tevahî
- bütünlüklü, tümü, genel.
|
- tevdan
- deşmek, eşelemek, karıştırmak.
|
- tevde
- toptan.
|
- tevdêr
- mikser, karıştırıcı.
|
- tevger
- birlikte davranış.
|
- tevgerîn
- birlikte davranmak.
|
- tevin
- biyo. doku, dokuma.
|
- tevir
- çapa, kazma.
|
- teviz dan xwe
- gerinmek.
|
- tevizandin
- uyuşturmak.
|
- teviziya xwe anîn
- gerinmek.
|
- tevizî
- uyuşuk.
|
- tevizîn
- uyuşmak.
|
- tevkujî
- jenosid, katliam.
|
- tevlê kirin
- katmak.
|
- tevlîhev
- karışık, karmaşık, karma, çetrefil.
|
- tevlîhev kirin
- karıştırmak.
|
- tevn
- dokuma tezgahı.
|
- tevnepîr
- örümcek ağı.
|
- tevrevîn
- kaçışmak.
|
- tevtal
- ufak-tefek eşya, bagaj.
|
- tevz
- 1.şaka, alay. 2.uyuşma.
|
- tevza zivistanê
- kış uykusu.
|
- tevî
- karşın, rağmen.
|
- tevî vê yekê
- bununla beraber.
|
- tevş
- el büyüklüğünde yassı taş.
|
- têvel
- çeşitli, muhtelif.
|